CHP'Lİ M. RIZA YALÇINKAYA'NIN İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ HAKKINDAKİ SORU ÖNERGESİ

Türk Milletini tarih sahnesinden silmek üzere Çanakkale’den geçmeye çalışan dünyanın en güçlü donanmalarını Çanakkale Boğazı’nın sularına gömen ve “Çanakkale Geçilmez” dedirten kahraman atalarımız, 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Zaferi’ni tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırmışlardır. 

GÜNDEM 26.03.2018, 11:03 26.03.2018, 11:03
CHP'Lİ M. RIZA YALÇINKAYA'NIN İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ HAKKINDAKİ SORU ÖNERGESİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

 

Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet YILMAZ tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.                               

       

 

 

 

 

         M. Rıza YALÇINKAYA

                                                                                        Bartın Milletvekili

 

 

Türk Milletini tarih sahnesinden silmek üzere Çanakkale’den geçmeye çalışan dünyanın en güçlü donanmalarını Çanakkale Boğazı’nın sularına gömen ve “Çanakkale Geçilmez” dedirten kahraman atalarımız, 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Zaferi’ni tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırmışlardır. 

 

Dünya tarihini değiştiren bu zaferi, önceleri ihtiyat birlikleri olarak görevlendirilen 19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal, istilacıların esas kuvvetlerini nereye çıkaracağını doğru şekilde tespit ederek 6-7 Ağustosta Arıburnu, 10 Ağustosta Anafartalar’da, 17 Ağustosta Kireçtepe’de, 21 Ağustosta tekrar Anafartalar’da mücadele ederek tarihin en kanlı savaşlarından zaferle çıkmıştır. Bu savaşlarda işgalciler, geldikleri gibi değil, yenilerek gitmişlerdir.

 

Mondros Mütarekesi ile 30 Ekim 1918 tarihinde silah bırakmaya mecbur bırakılan yorgun Osmanlı Devletinin teslimiyet ruhuna aldırmayan, Çanakkale Savaşlarının parlayan yıldızı ve artık Paşa unvanlı Mustafa Kemal, aradan geçen 6,5 ay gibi kısa bir sürede Ulusal Kurtuluş Savaşımızı başlatmak üzere Samsun’a ayak basmıştır. Dolayısıyla, Çanakkale Deniz Zaferi, aynı zamanda tarihimizde büyük ve tarihi bir başlangıçtır.

 

Çanakkale’de canını veren kahraman askerlerimizi ve bize zaferi armağan eden Gazi Mustafa Kemal ile tüm kahraman askerlerimizi 103 yıl sonra bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz. Bu zaferle tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizin bu zaferi, bizlere de her zaman aynı ruhu yaşamamız için ilham kaynağı olmuş ve olmaya devam edecektir. Bizler de onlardan aldığımız ruh ve inançla emanet ettikleri vatanımızı sonuna kadar yaşatmak için birlik ve beraberlik içerisinde, var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün zaferleri ve devrimleri sonsuza kadar yaşayacak ve hep daha ileriye taşınacak ve her zaman yolumuzu aydınlatacaktır.

 

 

 

İşte bu duygularla 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin 103. yıl dönümünü ve şehitlerimizi anma gününde, şanlı zafere ve şehitlerimizin aziz hatırasına gölge düşürecek bir olay ne yazık ki seçim bölgem olan Bartın’da yaşanmıştır. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından 18 Mart Şehitler Günü Anma Programı kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca yapılacak işlemler ve alınacak önlemlere ilişkin 27/02/2018 tarih ve 45678795-520-1031 sayı ile “18 Mart Şehitleri Anma Günü Programı” başlıklı resmi bir yazı yazılmış ve kurumlarca yapılacak işlemler ve alınacak önlemler belirlenmiştir. Bu yazıda Genel Esaslar başlığında belirlenmiş olan esaslar arasında, 2’nci sırada “18 Mart 2018 Pazar günü saat 07:00’dan itibaren resmi daire, askeri birlik, kurum ve karargahlar Türk Bayrakları ve Atatürk Posterleriyle donatılacak, Bayrakların temiz, ütülü Bayrak Kanunu ve Tüzüğüne uygun olması sağlanacaktır” ifadesi bulunmaktadır.

 

Bu açık hükme karşın, Bartın’a İl Milli Eğitim Müdürü olarak atandığı ilk günden itibaren sözlerinden ve uygulamalarından da anlaşılacağı üzere laik, çağdaş ve bilimsel eğitim anlayışından yoksun bir kişi olan Yaşar Demir, tüm okul ve kurum müdürlüklerine yazdığı yazıyla bir skandala daha imza atmıştır. Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı tutumu kamuoyunca bilinen bu kişi, tüm okul ve kurum müdürlüklerine gönderdiği 15.03.2018 tarih ve 94406668-899-E5464946 sayılı “18 Mart Şehitleri Anma Günü” konulu yazısında kurumların ve okulların “Atatürk’ün Posteriyle donatılması” hükmünü yok saymıştır. Demir yazısında, “18 Mart Şehitleri Anma Günü nedeni ile tüm okul ve kurumlarımızın 18 Mart 2018 Pazar günü saat 07:00’dan itibaren Türk Bayrakları ile donatılması, Bayrakların temiz, ütülü Bayrak Kanunu ve Tüzüğüne uygun olmasının sağlanması hususunda Gereğini rica ederim” ifadesini kullanmıştır.

 

Bartın ilinde göreve başladığı tarihten itibaren bir idareciye yakışmayacak söylem ve tutum içerisinde olan ve halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk edecek davranışlardan çekinmeyen bu kişi hakkında daha önceki görev yerlerinde yaptığı usulsüzlükler nedeniyle ‘İdarecilik yapamaz’ kararı bulunmaktadır. Bütün bunlara rağmen, halen Bartın’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevini sürdürmekte olan bu şahıs, bir idareciye yakışmayan tüm marifetleriyle Milli Mücadelemizin ve Kurtuluş Savaşımızın önderi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aklınca önemsiz hale getireceğini, Milletin gönlünden sileceğini zannetmektedir. Atatürk’ün manevi varlığından rahatsız olan, Türk milletinin Büyük Önder Atatürk önderliğinde kavuştuğu hak ve hürriyetlerin çocuklarımıza öğretilmesinden korkan bu kişinin uygulamaları, söylemi ve tutumu asla münferit bir hadise değildir.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ülkemizin ortak değeridir. Bu topraklarda bağımsız, özgür ve demokrasi içerisinde yaşamamızı bizlere miras bırakan önderimizdir. Atatürk ebediyete intikal etmiştir, ancak onun çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti fikri ve idealleri hala yaşamaktadır, sonsuza kadar da yaşayacaktır. Bu tür girişimler, saldırılar Atatürk’ün şahsına olduğu kadar fikirlerine, ilke ve inkılaplarına tahammül edemeyen kişilerin eylemleridir. Siyasi iktidarın bu tür eylemlere gerekli inceleme, araştırma, soruşturma ve tepkiyi göstermemesi ve bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin görevlerine devam ettirilmesi de bu olayları gerçekleştirenleri cesaretlendirmektedir. Hepimizin bulunduğumuz makamları Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine borçlu olduğunu unutmamamız gerekmektedir.

 

Bu bilgiler ışığında;

 

  1. İl Milli Eğitim Müdürü’nün tüm okul ve kurum müdürlüklerine yazmış olduğu resmi yazıda Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü “yok sayması” hakkındaki düşünceniz nedir? Siz, Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim Bakanı olarak kurucu önderimize yapılan bu aleni saygısızlığa karşı nasıl bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

 

  1. Bir bürokratın, 24.08.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “18 Mart Şehitler Günü ve 19 Eylül Gaziler Gününde Yapılacak Törenler Hakkında Yönetmelik” ile uymakla yükümlü olduğu ilgili diğer tüm mevzuata aykırı hareket ederek Atatürk’ün posterlerinin asılmasının önüne geçmesinin yasal dayanağı nedir?

 

  1. Bu bürokrat, devletimizin kurucu liderinin resimlerini okullara astırmamak suretiyle Ulu Önder’e en hafif tabiriyle saygısızlık yapabilme cüret ve gücünü nereden almaktadır? Bakanlık olarak bu tür uygulamalardan rahatsızlık duymuyor musunuz?

 

  1. Aynı bürokratın, 21.02.2018 tarihinde Bartın ili Ulus ilçesine bağlı Ulus Müftülüğü tarafından gerçekleştirilen imamlar toplantısına katıldığı ve bu toplantıda yaptığı konuşmada “Okulları gezerken başı açık kız öğrencileri görünce sinirlerine hakim olamadığı” ve öğrencilerin başlarını kapaması için okul müdürlerine uyarılarda bulunarak, fırçaladığına dair ifadeleri basın yoluyla kamuoyuna yansımıştır. Konuyla ilgili olarak, bu kişi hakkında yasal bir işlem başlatılmış mıdır? Başlatılmış ise sonucu ne olmuştur?

 

  1. Daha önceki görevleri sırasında yapmış olduğu usulsüz işlem ve uygulamalar nedeniyle hakkında mahkeme ve “İdarecilik Yapamaz” kararı da bulunan bu şahıs; ilgili mevzuatların amir hükümlerini ve mevzuatın tanımladığı görev, yetki ve sorumluluklarını yerine getirmemesine rağmen hangi yasal dayanakla idarecilik görevini sürdürmektedir?

 

  1. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki eleştiriler hakaret kabul edilerek onlarca kişi hakkında yasal işlem yürütülürken; Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu hakkında kabul edilemez tutum içinde olan, halk arasında kin, nefret ve düşmanlık yaratacak davranışlar sergileyerek laik, bilimsel, çağdaş eğitim anlayışından yoksun bir tutumla idarecilik yapan bir kişi hakkında yasal işlemin başlatılamamış olmasının gerekçesi nedir?

 

Yorumlar (0)