CHP'li Gaye Usluer:Bütün yetkileri tek adamda toplamak diktatörlüktür

Bizlerin önüne ülkenin geleceğini etkileyecek bir referandum koyuyorlar fakat bunun içeriğini halka açıklamak istemiyorlar. Evet, mi? Hayır mı? Diyorlar. Sonuç ne olursa olsun eğer milli iradeye güveniliyorsa gerçekten, milletten bunu saklamaları asıl niyetlerini ortaya çıkartıyor.

GÜNDEM 03.02.2017, 09:35 03.02.2017, 09:35
CHP'li Gaye Usluer:Bütün yetkileri tek adamda toplamak diktatörlüktür

 

 

CHP Eskişehir Milletvekili ve PM Üyesi Gaye Usluer başkanlık sistemi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

 

İşte Gaye Usluer'in o açıklaması:

 

Sizlere olan ihtiyacın had safhada olduğu zamanlar yaşıyoruz. Bizlerin önüne ülkenin geleceğini etkileyecek bir referandum koyuyorlar fakat bunun içeriğini halka açıklamak istemiyorlar. Evet, mi? Hayır mı? Diyorlar. Sonuç ne olursa olsun eğer milli iradeye güveniliyorsa gerçekten, milletten bunu saklamaları asıl niyetlerini ortaya çıkartıyor. Madem Türkiye’nin geleceği için olmazsa olmaz, önümüzdeki tek engel madem bu neden bütün topluma anlatmıyorsunuz? Olması gereken bu değil mi? Demek ki dert başka. Hayır diyenler tamamen net, asla değiştirmeyecekler oylarını. Kararsız olanlar evet demeyi planlayanlar. Onların ciddi bir kısmı kararsız. Bu tavırlarında çok haklılar. Niye? Çünkü milletvekillerinin bile içeriğini bilmediği bir anayasayı halk nasıl bilsin. Onara neye evet dediklerini söylemek gerek. Hayır oyu kullanacaklarını açıklayanlara çok ciddi bir baskı uygulanıyor. Suç işlemiş muamelesi yapılıyor. Olup bitenleri hep birlikte izliyoruz. Sizler bizlerden çok daha yakından takip ediyor ve biliyorsunuz.

Meclis süreci tamamlanır tamamlanmaz şehrime geldim ve olan biteni anlatmaya başladım. Sivil toplum kuruluşlarından destek istedim. Bizlere yol göstermelerini istedim ve kendi fikirlerimi onlarla paylaştım. Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki siyasi kimliğimi ikinci plana atarak bu sürece başladım. Önce bir vatandaş, bir anne olarak huzursuz uyuduğum için bu kadar hararetle anlatmaya çalışıyorum.

Her zaman söyledim şimdi de söylüyorum umudum ve inancım tam. Son anketler de benim bu inancımı doğruluyor. İnsanlar bir partiye oy vermediklerinin farkında, rejimin değiştirilmeye çalışıldığının farkında. Gözlemlediğim önemli bir şey var o da şu; vatandaş “Hayır diyeceğim ama Evet çıkacak” diyor. Umutlarını aldılar insanların. Biz güçlü olsak da bir yolunu bulup Evet’i çıkarırlar düşüncesi yoğun. Güçlü olduğumuzu onlara anlatmak ve yüreklendirmek bizim boynumuzun borcu.

Dediler ki; Yahu biz fiili durumu anayasal hale getirmek işitiyoruz, derdimiz budur yoksa bu halde ülkede kaos devam eder. Şimdi bunu savunanlara söylemek istiyorum; 2 yıldır fiili olarak başkanlıkla yönetilen bir ülke ve başkan olan birisi yasal koruma kazandığında ne değişecek? Dolar 2 lira mı olacak? Canlı bomba eylemleri, sokak ortasında patlayan bombalar mı duracak? Bugün Cumhurbaşkanının isteyip de yapamadığı bir şey yok, anayasaya aykırı ama her istediğini yapıyor. Ve ülkemiz en kötü iki yılını yaşıyor. Yani bu durumu zaten fiili başkanlığa borçluyuz. Fiili başkanlığa anayasal statü kazandırmak bu krizi çözmez daha da büyütür.

İSTİKRARSIZLIĞIN İSTİKRARI

İstikrar hükümetin şimdiye dek kullandığı en önemli argümandı. Sizler de biliyorsunuz hükümet yıllardır koalisyon şöyle kötü koalisyon böyle kötü deyip tek başına iktidarını istikrar söylemine dayayıp sürdürdü. 2001 krizini hatırlayın. O zaman bile dolar bu kadar artmamıştı. Hangi istikrardan bahsediyorlar? Bütün koalisyonların yapamadığını tek parti hükümeti, 14 yıldır tek başına iktidar olan AKP son 1.5 yılda yaptı.  Dolar bugün 4 liraya yaklaştı. Bunu bu hükümet tek başına yaptı. Bu mu istikrar?

TEK ADAM, DİKTATÖRLÜK

Şunu söyleyelim öncelikle birileri bu söylemi kullanmaktan çekiniyor olabilir. Bütün yetkileri tek adamda toplamak diktatörlüktür nokta! Bu bizim keşfettiğimiz bir şey değil.

Peki bütün yetkiler nasıl tek adamda toplanıyor? Partisinin genel başkanı olduğu için milletvekili listelerini kendi yapıyor. İstediği zaman OHAL ilan edip muhalefetin seçim çalışmalarını engelleyebiliyor. Doğal olarak seçimi kendi partisi kazanıyor. Yani milletvekillerinin çoğun kendisine bağlı olmuş oluyor. Yetmiyor, dışardan başkan yardımcısı ve bakanlar atıyor, ülkeyi kendi memurlarıyla yönetiyor. Yüksek yargı organlarının üyelerini ya kendi seçiyor ya da kendi emrinde olan milletvekilleri seçiyor. Yani yargı bağımsızlığı bugünkü halinden bile kötü duruma geliyor ve ortadan kalkıyor. İşin özü bütün kuvvetler ayrılığını tek adam birliğine dönüştürüyor. Bütün bunları yaptıktan sonra, eğer beğenmezse seçimleri iptal edip meclisi feshedebiliyor. Bu kadar yetki tek bir insana verilemeyecek kadar fazladır. Bu milli iradeye saygısızlıktır. 80 milyonun kaderini tek bir kişi belirlememelidir. Bunu düşünerek bu yetkileri babamın oğluna bile vermem demiştim hala da öyle düşünüyorum!

EVLERİMİZDE BÜTÜN YETKİ TEK KİŞİDE Mİ?

Bizim toplumumuz çekirdek ailelerden oluşur. Mutlu bir aile olmanın sırrı anne babanın ortak karar almasıdır. Pazar alışverişi yaparken bile domatesi biberi biri seçiyorsa patatesi, soğanı diğeri seçer, bu böyledir. Biz böyle gördük. Herkesin anladığı bir şey vardır. Ya da çocukların gideceği okulu seçerken de tek kişi karar vermez, vermemeli. Aksi olursa o evde huzur olmaz. Doğru karar alınmaz. Küçücük bir evi bile tek kişi yönetemezken, herkes birbirinden sorumluyken 80 milyonluk bir ülkeyi nasıl bir kişinin sorumluluğuna emanet ederiz?

 

ORTADOĞU VE ORDU’NUN DURUMU

Biliyorsunuz bugün askerimiz El Bab’ta. Gelen şehit haberleri içimizi yakıyor. Biz zamanında Ortadoğu savaş bataklığına girmeyin dediğimizde AKP bizi vizyonsuzlukla suçladı. Tamam güçlü ülke, güçlü devlet bölgesine duyarsız kalamaz. Ülkenin güvenliği için böyle operasyonlar yapılabilir. Ancak üç aydır merkezinin nüfusu 60 bin olan, tabiri caiz ise bir kasaba, kontrol altına alınamadı. Hani dünya liderliği? Hani büyük güç Türkiye? Bu söylemlerin içinin boşluğunu görüyoruz. AKP döneminde ordu o kadar rezil edildi ki, Ergenekon, Balyoz davalarıyla ordunun asli unsurları itibarsızlaştırılınca meydan 15 Temmuz’da görüldüğü gibi maalesef darbecilere kaldı. En nihayetinde bu operasyonda ordunun durumunu hep birlikte görüyoruz. Bu ülke bunu hak etmiyor. Bu kadar can kaybını, bu kadar şehidin hesabını hiç kimse veremez! İşte bu yüzden HAYIR. Ortadoğu bataklığından çıkalım. Cihatçı örgütlerle aramıza mesafe koyalım ve bombalı eylemleri, can kayıplarını artık durduralım. Suriye politikası baştan yanlıştır deyip, hala bu yanlışa devam edenlere daha fazla yetki verilmez. Bu halk hayır oyu verecek çünkü IŞİD iki Türk askerini yakarak öldürüldü mü? Bunun açıklamasını hala yapmadılar? Görüntülerdeki IŞİD’linin iki kez silahlı şekilde yakalanıp, serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Bu rezalet bile hayır demeye yeter. Bu yetkiler kimseye verilemeyeceği gibi iki tane askerinin hesabını soramayanlara hiç verilemez.

KADINLAR ( KARASIZLARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KADINLARDAN OLUŞUYOR)

Bu ülkede evde de, işte de ülkedeki bütün sıkıntıları en çok kadınlar çekiyor. Biliyorsunuz bundan birkaç ay önce kız çocukları eğer tecavüzcüsü ile evlenirse tecavüzcünün ceza almasını engelleyen bir önerge meclise geldi. Ve kadınların çabası sayesinde geri çekildi. Ben ister AKP’li, ister MHP’li ister CHP’li olsun hiçbir kadının bu yasayı kabul etmeyeceğini biliyorum. Bu yasayı çıkarmak isteyen erkeklerle bir olup evet demeyin. Tecavüze hayır diyen kadınlarla bir olup HAYIR deyin. Değiştirirse bu memleketi kadınlar değiştirir. Eğer bu memlekete huzur gelecekse anaların sayesinde gelecek. Bunu biliyoruz ve memleketin annelerine güveniyoruz. Biliyorsunuz dolarla işi olanlar belli, doları olan bozdurur, Belki kadınlar olarak şimdilik doları düşürecek gücümüz yok ama, hep birlikte evlere kapanmak yerine üretime katılarak ekonomimize katkı sunabiliriz. Bu da ancak taciz ve tecavüze uğramadığımız, öldürülmediğimiz, demokratik bir sistem ile mümkün. Kadınların kurtuluşu diktatörlükte değil demokraside!

EKONOMİ MİDE BULANDIRIYOR

Gelirimiz Azalıyor, Adaletsizlik Artıyor, İşsizlik Yükseliyor, Paramız Değer Kaybediyor. 26 Ocak 2017 itibariyle İşsiz vatandaşlarımızın sayısı Resmi rakamlara göre: 3 milyon 647 bin kişi Gerçek işsiz sayısı ise: 5 milyon 924 bin kişi İşsiz kadınlar: 1 milyon 579 bin kişi İşsiz gençler: 1 milyon 79 bin kişi.

TL, son 2 yılda 150 para birimi içerisinde en çok değer kaybeden 12. para birimi oldu.

Yolsuzluk algısında 11 ülkenin daha gerisine düştük. 176 ülke arasında 75. sıradayız.

Hukukun üstünlüğün sıralamalarında 40 ülkenin daha gerisine düştük. 113 ülke arasında 99. sıradayız.

Basın özgürlüğü sıralamalarında 9 ülkenin daha gerisine düştük. 199 ülke arasında 71. sıradayız.

Bu rakamlar, istatistikler arttırılabilir. Elimizde mevcut. Ama çok uzağa gitmeyelim, kendi şehrimize bakalım;  geçenlerde sanayi sitesine gittim ve orada meseleyi somut bir şekilde gördüm. Çok köklü şirketlerin iflas ettiğini kalanların birçoğunun da zor direndiğini anlattılar. Vatandaşa dolar bozdurun dediler ama kendileri Umreye gitmek isteyen insanlardan istedikleri parayı dolar olarak istiyorlar.

Bütün bunlar zaten yeteri kadar ülkeyi yıpratmışken bu düzeni kalıcı kılmak için oy vermek intihar olur. Bizim görevimiz vatandaşlarımıza bunun izahını yapmak. Sizlerin bu anlamda katkısı büyük olacak. Şimdiye kadar yaptıklarınız ve bundan sonra yapacaklarınız için teşekkürler. 

Yorumlar (0)