banner754

CHP'Lİ ÖZDEMİR:"BOĞAZİÇİ KONUSUNDA YÖK SORUMLULUĞUNUN GEREĞİNİ YAPMIYOR MECLİS DEVREYE GİRMELİ"

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamalarıyla birlikte alınan tüm idari ve akademik kararların, yaşanan tüm usulsüz süreçlerin ve YÖK tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmayan iddiaların incelenmesi ve şeffaf bir şekilde ortaya konulması için araştırma önergesi verdi.

GÜNDEM 30.09.2022, 09:41
CHP'Lİ ÖZDEMİR:"BOĞAZİÇİ KONUSUNDA YÖK SORUMLULUĞUNUN GEREĞİNİ YAPMIYOR MECLİS DEVREYE GİRMELİ"

“Kurumsal özerkliği, akademik özgürlükleri ve özgür düşünce ortamını savunan bilim insanları sistematik şekilde üniversiteden uzaklaştırılmak istenmektedir” diyen Özdemir, “İktidarın ve mevcut yönetim sisteminin kurumsuzlaşma, kuralsızlaşma ve kadrolaşma anlayışının en somut örneği Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmaktadır” dedi.

Özdemir ve CHP’li milletvekillerinin imzalarıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan önergede, “Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere, rektörlerin doğrudan partili Cumhurbaşkanı kararıyla göreve getirilmesi uygulamasının akademik ve kurumsal özerklik, bilimsel özgürlükler, eğitimin niteliği, ilgili kurulların işleyişi, akademik ve idari personel ile öğrencilerin memnuniyet durumları ve rektörlerin atamayla göreve getirilmesinin ardından Üniversitelerin bilimsel üretkenlikleri, eğitimdeki kalitelerinin seviyesi ve teknolojik katkıları bakımından ortaya çıkardığı sorunların araştırılması ve ayrıca rektör belirlemesi süreçlerinin çağdaş, demokratik, şeffaf ve tamamen liyakati temel alan ölçütlere göre yeniden yapılandırılmasının sağlanması amacıyla bir Meclis araştırmasının açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır” denildi.

“REKTÖR ATAMALARI ‘KANUNİ’, AKADEMİK VE KURUMSAL ÖZERKLİK BAKIMINDAN TARTIŞMALI”

Rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanması konusunda en büyük tartışmanın Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşandığı ve akademisyenlerin protestolarının devam ettiği kaydedilen önergede, “2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddeleri gereğince Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamaları her ne kadar ‘kanuni’ olsa da akademik ve bilimsel özerklik ilkeleri ile demokratik değerler ve uygulamalar bakımından meşruiyeti tartışma konusu olmaya devam etmektedir” denildi.

“HAKSIZ GEREKÇELERLE GÖREVLERİNDEN ALINDI ÜNİVERSİTEYE GİRİŞLERİ KEYFİ OLARAK ENGELLENDİ”

“Atamayla görevlendirilen mevcut rektör ve yeni Üniversite Yönetim Kurulu, üniversitenin yerleşik teamüllerini, akademik kurullarını ve yasal mevzuatı hiçe sayarak aldığı kararlarla her geçen gün yeni sorunlara ve mağduriyetlere neden olmaktadır” diyen Özdemir, “İhtiyaç olmamasına rağmen, Üniversite Yönetim Kurulunda çoğunluğu elde etmek için iki yeni fakülte kurulmuştur. Haksız ve hukuksuz gerekçelerle Üniversite Yönetim Kurulu üyeleri görevlerinden ve üniversiteden uzaklaştırılmışlardır.  Akademik özerklik ve liyakat ilkeleri çiğnenerek liyakatli kadrolar haksız ve hukuksuz gerekçelerle seçimle göreve geldikleri idari görevlerinden alınmışlardır. Görevden alınan akademisyenlerin yerine bir oldubitti ile Üniversite dışından kişiler atanmıştır. Rektörlük ve Üniversite Yönetim Kurulu, idari birimler olmalarına rağmen akademik kararlar alarak uluslararası alanda başarı gösteren ve saygınlığını kanıtlamış akademisyenlerin derslerini usule aykırı şekilde kapatarak üniversite ile ilişiklerini kesmiştir” dedi.

Özdemir, “Rektörlüğün almış olduğu usulsüz kararlardan ve yaşanan süreçlerden en büyük mağduriyetleri öğrenciler yaşamaktadır. Birlikte proje yürüttükleri veya tez yazdıkları öğretim elemanları sistematik bir şekilde Üniversiteden uzaklaştırılmaktadır” dedi.

“ÖĞRENCİLERİN BİLİNÇLİ OLARAK AÇIKTA BIRAKILDIĞI İDDİA EDİLDİ”

Özdemir, araştırma önergesinde şunları kaydetti:

“Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğünün, ilgili kurulların görev ve yetkilerini hiçe sayarak aldığı karar ve uygulamaları bir kamu zararına dönüşmeye başlamıştır. Hiçbir hazırlık yapılmadan ve ilgili kurullarda detaylı olarak görüşülmeden alınan bir kararla, Kilyos Kampüsü’ndeki İngilizce hazırlık eğitimi Marmara Üniversitesi Anadolu Hisarı Kampüsü’ne taşınmıştır. Şaibeli ve şeffaf yürütülmeyen süreçlerden sonra yurt yerleştirme sonuçları açıklandığında özellikle şehir dışından gelecek olan en az 600 öğrencinin açıkta kaldığı ortaya çıkmıştır. Bilinçli olarak açıkta bırakıldığı iddia edilen öğrencilerin belli bazı vakıf, dernek ve cemaatlere ait olan yurtlarına yönlendirildiği Üniversitenin iç yazışmalarıyla da ortaya çıkmıştır.”

“Diğer yandan, Boğaziçi Üniversitesi’nde ve diğer tüm Üniversitelerde Yabancı Öğrenci Statüsü kontenjanının suiistimal edildiği iddialarının da araştırılması gerekmektedir. Yabancı öğrenci kontenjanından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının üniversiteye kabul edildiği yönünde çok ciddi iddialar olmasına rağmen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bu iddialar karşısında da sessiz kalmıştır.”

“BTK İLE İLGİLİ İDDİALAR MUTLAKA ARAŞTIRILMALIDIR”

“Rektörlüğün şeffaf olmayan uygulamalarından bir diğeri de Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli ve okulun Bilgi Teknolojileri Kurulu (BTK) üyesi dört akademisyenin, bir firmaya akademik personel, idari personel, öğrenci ve mezunların kişisel bilgilerini de barındıran veri tabanlarına erişim hakkı verildiğini ortaya çıkarmaları sonrasında yaşanan süreçlerin ve iddiaların usulüne uygun şekilde araştırılmamasıdır. Rektörlük, söz konusu iddiaları incelemek ve yaşananları kamuoyuna şeffaf olarak paylaşmak yerine BTK’yı feshetmiş, kurul üyelerini görevlerinden ve Üniversiteden uzaklaştırmıştır.”

“YÖK, BOĞAZİÇİ KONUSUNDA SORUMLULUĞUNUN GEREĞİNİ YAPMIYOR”

“2021 yılından itibaren Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan idari ve akademik usulsüzlükler ve çok sayıda ciddi iddialar karşısında YÖK’ün, sorumluluğunun gereği olarak bugüne kadar gerekli inceleme ve soruşturmaları yapmadığı gözlenmektedir. Özellikle Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere, rektörlerin doğrudan partili Cumhurbaşkanı kararıyla göreve getirilmesi uygulamasının akademik özerklik, bilimsel özgürlükler, eğitimin niteliği, akademik ve idari personel ile öğrencilerin memnuniyet durumları ve üniversitelerin bilimsel üretkenlikleri ve teknolojik katkıları bakımından ortaya çıkardığı sorunların araştırılması ve üniversitelere rektör belirlenmesi süreçlerinin çağdaş, demokratik, şeffaf ve tamamen liyakati temel alan ölçütlere göre yeniden yapılandırılmasının sağlanması amacıyla bir Meclis araştırmasının açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.”

Yorumlar (0)