Aylin Nazlıaka: Bu yıl kadınların ve çocukların hayatı zifiri bir karanlığa mahkum edildi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka; "Bu yıl en az 520 kız kardeşimiz hayattan koparıldı. Bunların 223'ü şüpheli ölüm olarak kayıt altına alındı. Ama 520 kız kardeşimizi bu yıl cinayet nedeniyle yitirdik. AKP, 21 yıldır uyguladığı politikaları devam ettirdi. Bu yıl kadınların ve çocukların hayatı zifiri bir karanlığa mahkum edildi. Bizler Cumhuriyet düşmanlığını sürdüren, laikliğe savaş açan, kadın katillerini ve çocuk istismarcılarını cezasızlık politikası ile ödüllendiren, halkı yoksulluk kıskacına hapsedenler karşısında direndik, direnmeye de devam ediyoruz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Nazlıaka'nın açıklamasının satır başları şöyle:
"GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ÜZERİNDEN ASLA VE ASLA BİR PAZARLIK YÜRÜTMEYECEĞİZ"
"Dün hazin bir olay yaşandı. Ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e karşı düşmanlık yapma hadsizliği gösterildi. Bu düşmanlığı yapanları lanetliyorum, kınıyorum. Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da dün Fenerbahçe ile Galatasaray bir kupa maçı gerçekleştirecekti. Ancak maça saatler kala Atatürk tshirtü ile onların çıkmasına izin verilmedi. Tekrar hatırlatalım; bu bizim izin almamız gereken bir durum değildir, biz zaten onu yüreğimize yazmışız. Ama bize bu utancı yaşatanları da asla ve asla affetmeyeceğiz. Bize ne mutlu ki Atatürk düşmanlığına karşı her iki kulüp yönetimimiz de son derece net, son derece onurlu bir duruş sergilediler ve maça çıkmama kararı aldılar. Biz ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk üzerinden asla ve asla bir pazarlık yürütmeyeceğiz.
Aynı ay, ofisinde staj yapan en az 6 kadın avukata cinsel taciz ve saldırıda bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan Muhittin Köylüoğlu hakkında 44 yıldan 141 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Daha doğrusu bu dava daha önce açılmıştı. 3 yıl önce indirim uygulanmamış ve 36 yıl hapis cezası verilmişti. Ancak Ocak ayında sanığın tutuklu kaldığı süre, istinaf süresinin uzunluğu ve delilleri karartma şüphesi olmaması gerekçesi öne sürüldü ve sanık tahliye edildi.
Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i katleden Cemal Metin Avcı'nın yargılandığı davada haksız tahrik indirimi uygulanarak 23 yıl hapis cezası verilmişti biliyorsunuz. Gültekin ailesi bu kararı istinafa taşımıştı ve istinaf davanın yeniden görülmesine karar verdi.
Şubat ayında ceza avukatı Muhittin Köylüoğlu cinsel saldırı suçlamasıyla gözaltına alındı. Kadınların direnişi sayesinde adeta Köylüoğlu tutuklanmış oldu.
"KADINLAR VE ÇOCUKLAR KORUNAKSIZ KALDILAR, UZAKLAŞTIRMA KARARLARI ASKIYA ALINDI"
Afetten en fazla zarar gören kesim yine kadınlar ve çocuklar oldu. Özellikle güvenlik konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşandı. En temel ihtiyaç olan barınmaya, yiyeceğe erişimde sorunlar çok fazlaydı. Ama çadır kentlerde ciddi bir güvenlik açığı vardı. Kadınlar ve çocuklar korunaksız kaldılar, uzaklaştırma kararları bu dönemde askıya alındı.
8 Mart tarihi bizler için çok önemli, Dünya Emekçi Kadınlar Günü. 20 yıldır bir gece yürüyüşü gerçekleştiriliyor Türkiye'de. Ancak özellikle son yıllarda bu gece yürüyüşü engellenmeye çalışılıyor. Bu yıl da aynı gerçeklikle karşılaştık ne yazık ki, gece yürüyüşümüz yine yasaklandı.
Nisan ayında Cumhur İttifakı'nın ortaklarından olan Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı HÜDAPAR seçim beyannamesini açıkladı. Evlere şenlik bir beyanname diyeceğim, çünkü Cumhuriyetimizin kurucu değerlerini açıkça hedef alan bir beyannameydi. Zaten Meclis'teki konuşmalar da bunun uzantısı niteliğinde olmaya devam etti. Parlamenter sistem eleştiriliyordu, karma eğitime son verileceği ve kadının nafaka hakkının sınırlandırılacağı ifade ediliyordu. Beyannamede kadınların fıtratına göre işlerde çalışması gerektiği ifade ediliyordu.
Bu beyannamede kadına yönelik şiddetle mücadele yasası olan 6284 de bir kez daha hedef alınmıştı. Bunun değiştirilme isteği de bu beyannamede ifade edildi.
Mayıs ayında Müzeyyen Baykal'ı rehin alıp bıçaklayan Necmettin Gündüz hakkında boşandığı eşe karşı tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Fakat mahkeme verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisini düşündü ve dedi ki, biz takdir indirimi uygulayım ve 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi sanığa. Bir kez daha sanığın geleceği önemsendi, bir kez daha erkeklerin geleceği düşünüldü, kadınların geleceği yok sayıldı.
Dönemin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık deprem bölgesinde kayıp çocuk olmadığını, kemiklendirme çalışması yapıldığını ve kayıp çocukların hastanede olduğunu varsaydığını açıkladı. Varsayım üzerinden konuştu, böyle demişti daha doğrusu Şubat ayında. Fakat bu ay, Hollanda'da depremzede olduğunu söyleyen 5 yaşındaki bir Türk çocuğu bulundu.
"TÜRKİYE'DE YAKLAŞIK 2 MİLYON ÇOCUK ÇALIŞIYOR"
Haziran ayında İSİG Meclisi bir rapor hazırladı. Bu rapora göre Türkiye'de yaklaşık 2 milyon çocuk çalışıyor. Yoksullaşma nedeniyle bu sayı her geçen gün artıyor. Üstelik son 5 yılda en az 339 çocuk çalışırken yaşamını yitirmiş durumda.
Aynı ay, TÜGVA Iğdır Temsilcisi Ebubekir Öztürk'ün İlahiyat Fakültesi'ndeki çok sayıda kadın öğrenciyi taciz ettiği iddiaları gündeme geldi. Tacizin yazışmaları, ses kayıtları biliniyordu ancak buna rağmen bir soruşturma dahi açılmadı.
Haziran ayında Gezi davasının tutuklusu olan Çiğdem Mater, cezaevindeki kadınların sorunlarını kaleme aldı. Ped yerine tampon kullanmak istediğinde bu talebinin reddedildiğini, bunun hem cezaevi hem doktorlar tarafından reddedildiğini bizlerle paylaştı.
Temmuz ayında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin karma eğitimi hedef aldı ve katıldığı bir televizyon programında, kız çocuklarını karma eğitim sebebiyle okula göndermek istemeyen velilerin tercihi nedeniyle okula gitme oranının düştüğünü, bu yüzden kız çocukları için kız okulları açılabileceğini, bunda herhangi bir sakınca olmadığını savundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş 6284'ü hedef aldı ve 3 kuruşluk nafaka hakkını hedef aldı. Yetmedi, düne kadar FETÖ'nün finansörü ilan ettikleri Birleşik Arap Emirlikleri ile sözlü bir mutabakat yaptı ve dedi ki, Türkiye'nin aile birliğini koruma görevi Birleşik Arap Emirlikleri'ne bırakılmıştır.
Ağustos ayı İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe girişinin yıl dönümüydü. Biz hâlen İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmaya devam ettiğimiz için, İstanbul Sözleşmesi'nden asla ve asla vazgeçmediğimiz için basın açıklaması yaptık.
İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü sorumluluğundaki çocuk evlerinde kalan devlet korumasındaki çocuklar cemaate teslim edildi. Çocukların tek bir kamu görevlisinin bile refakati olmaksızın bir cemaatin düzenlediği 40 günlük eğitim kampına gönderilmesi faciadır.
"KORUMA VE BAKIM ALTINDA TUTULAN 17 YAŞINDAKİ BİR EVLADIMIZ YAŞAMINI KAYBETTİ"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı bir kuruluşta koruma ve bakım altında tutulan 17 yaşındaki bir evladımız yaşamını kaybetti. Onun cansız bedeni inşaatta bulundu. Buradan Bakan'a tekrar soruyorum: Bizim bu çocuklarımızı kim koruyor? Bakanlık korumuyorsa kim koruyor? Bakanlığa teslim edilmiş çocuklar bunlar.
İstanbul'da açık alanlarda kadınların huzuru bahanesine sığınılarak içki bahanesi getirildi. Yaşam tercihlerine her türlü müdahaleye devam ediliyor, bunun için de kadınların huzuru bahane olarak kullanılıyor. Eğer AKP kadınların huzurunu gerçekten düşünüyor olsaydı o zaman İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmezdi. Eğer AKP kadınların huzurunu gerçekten düşünüyor olsaydı 6284 numaralı yasayı uygulardı, onun gerekçelerini yerine getirirdi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na yönelik bir dava açılmıştı hatırlarsanız, ahlaka aykırı faaliyet göstermek diye. Oysa ki, birazdan yine onların verilerini kullanacağız çünkü gerçek anlamda emek harcıyorlar, çetele tutuyorlar. Bu dava sonuçlandı. Davanın amacı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nu kapatılmasıydı ve bu talep reddedilmiş oldu.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir soru önergesine verdiği yanıtta, kız okullarının açılmasının önünde kanunen bir engel olmadığını savundu. Adım adım vites yükseltmeye çalışıyorlar, karma eğitimin önüne geçmek istiyorlar.
"İLKÖĞRETİMDE OKULLAŞTIRMA ORANI 2012'DE YÜZDE 98,6 İKEN BU YIL YÜZDE 96,8'E GERİLEDİ"
Ekim ayında Dünya Çocuk Hakları Günü vardı. Biz utandık, iktidar utanmadı. Veriler bize ne kadar utanç verici bir tabloya sahip olduğumuzu çok net gösteriyor. Şimdi sizinle sadece birkaç veriyi paylaşacağım. MEB verilerine göre ilköğretimde okullaştırma oranı 2012'de yüzde 98,6 iken bu yıl 96,8'e geriledi. Türkiye'deki 5 yaşın altındaki çocuklarda bodurluk oranı yüzde 10 olarak tespit edildi. 2001-2022 yılları arasında 19 yaş altı doğum yapan kız çocuğu sayısı 2 milyon 88 bin 925 oldu.
Aydın Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu'nda AKP iktidarının ihmaller zinciri sonucunda bir asansör faciası yaşandı ve Zeren Ertaş adında gencecik bir kız kardeşimiz hayattan koparıldı. Ardından Ordu’nun Fatsa ilçesinde öğrencilerin kaldığı KYK yurdunda da bir asansör faciası yaşandı. Asansörün halatları koptu ve 4 öğrenci hastaneye kaldırıldı.
H.K.G davasında karar çıktı. Buna göre Kadir İstekli hakkında nitelikli cinsel istismar suçundan 30 yıl, babası Yusuf Ziya Gümüşel hakkında 20 yıl, anne Fatma Gümüşel hakkında 16 yıl 8 ay hapis cezası ve tutuklama kararı verildi. H.K.G'nin 6 yaşından itibaren hayatını cehenneme çevirenler, hayatını karartanlar bir nevi aklanmış oldu.
Laik, bilimsel ve çağdaş eğitimden 2023 yılında her geçen gün biraz daha uzaklaştırıldık. Bu ay ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi hayata geçirildi. Proje adı altında okullara imamların girmesinin, imamların ders vermesinin önü açılmış oldu. Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları ile yatılı bölge ortaokullarının pansiyon kısımlarında mescidi zorunlu hale getirdi.
Anadolu Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümü öğrencisi olan R.A. kampüste bulunan yemekhane önünde hayatına son verdi. Arkadaşları onun hayatına son vermesinin sebebinin geçim sıkıntısı olduğunu söylediler.
Urfa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Özak Tekstil’de çalışan işçilerin, sendika değiştirme baskısı ve işten atılmalara karşı 27 Kasım’da direnişleri başladı. Bu direniş de tıpkı Agrobay işçilerinde olduğu gibi hâlen devam ediyor.
"ERDOĞAN 'EVLATLIKLA EVLENİLEBİLİR' SÖZLERİ İLE HAFIZAMIZA KAZINAN SÜLEYMAN ULUDAĞ'A BİLİM ÖDÜLÜ VERDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha kimden yana olduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu. 'Evlatlıkla evlenilebilir' sözleri ile hafızalarımıza kazınan Türkiye Diyanet Vakfı üyesi, ilahiyatçı ve akademisyen Süleyman Uludağ’a bilim ödülü verdi.
2023 yılında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yine hazin çeteleyi açıkladı. Bu yıl en az 520 kız kardeşimiz hayattan koparıldı. Bunların 223'ü şüpheli ölüm olarak kayıt altına alındı. Ama 520 kız kardeşimizi bu yıl cinayet nedeniyle yitirdik. AKP, 21 yıldır uyguladığı politikaları devam ettirdi. Bu yıl kadınların ve çocukların hayatı zifiri bir karanlığa mahkum edildi. Bizler Cumhuriyet düşmanlığını sürdüren, laikliğe savaş açan, kadın katillerini ve çocuk istismarcılarını cezasızlık politikası ile ödüllendiren, halkı yoksulluk kıskacına hapsedenler karşısında direndik, direnmeye de devam ediyoruz. Haksızlık karşısında susmadık, susmayacağız. Zulme boyun eğmedik, yine eğmeyeceğiz. Kadınların ve çocukların hayatını cehenneme çevirenlerin karşısında direndik, örgütlü gücümüzle var olduk, yine örgütlü gücümüzle direnmeyi sürdüreceğiz."