04.06.2020, 13:09

George Floyd Anısına... İnsan İnsan olamadı

Irkçılık... Tarih boyunca yaşanan pek çok kötü olayın altında yatan, yıllarca bazı kesimlere zulmedilmesini meşrulaştıran, insanlık dışı bir kavramdır. İnsanlar neden kendi ırkını bu denli üstün görüp diğerlerini yok saymaktadır? Onlara doğduklarından itibaren; özel oldukları, geri kalan bütün ırklardan üstün oldukları falan mı söyleniyor? Irkçılık nasıl öğretiliyor, nasıl bu kadar ileri boyutlara ulaşabiliyor?

Yıllar önce, daha on üç yaşındayım, çok sevdiğim, iyi anlaştığım bir arkadaşım vardı. Bir gün durup dururken bana, "Kürtleri sever misin?" diye bir soru sormuştu. Kürtler veya Kürt olmak hakkında hiçbir fikre ve bilgiye sahip olmadığım halde, muhtemelen yanımda Kürt kelimesini duyunca suratını büzüştüren insanların etkisinde kalmış olarak, "Hayır sevmem." dedim. Ezbere konuştuğumu biliyorum ama. Sonra arkadaşım, "Ben kürdüm." demesin mi... "Eyvah!" dedim içimden, nasıl böyle bir şey söyleyebilir, nasıl düşünmeden konuşabilirdim?! O anki hissettiğim tek şey utanç duygusuydu. İnsanların ne düşündüğüyle ilgilenmek yerine elbette kendi fikirlerim doğrultusunda hareket ederek sevmeye devam edecektim arkadaşımı. Birisi hakkında fikirlerimi değiştirecek olan şey, onun Kürt olmasıyla ilgili olmamalıydı.  Bunun ayırdına ilk o zaman varmıştım.

Benim için bir insanın Kürt, Ermeni veya başka bir kesimden olması farklı bir anlam ifade etmeyecekti. Öncelikle insanlığına bakacaktım. Kürt ismini kullanmak bile absürt gelir bana. Neden insanlara isimler koyup gruplara ayırıyor sonra onları dışlıyoruz? Sıradan bir insana farklı anlamlar yüklenmesine sebep oluyoruz? Ne gerek var ki buna? Bir insanın hangi ırka mensup olduğunu veya nereli olduğunu bilmemizin ne anlamı, ne önemi var?  Bunu duyan bazı kişilerin kulaklarından alevler çıkmaya başladı bile. Olur mu canım! "Kürtler şöyledir, İngilizler, Ruslar böyledir, yok efendim İtalyanlar şunu yaptı, Yunanlar böyle davrandı..." hepsi muhakkak seni haklı çıkaracak kötülükler yapmıştır değil mi? Tarihte okudunuz, öğrendiniz ve yıllarca kinlendiniz diğer milletlere karşı. Her millet bu şekilde, kendi tarihini -doğal olarak- olağanüstü anlatır ve diğerlerini yerden yere vurur. (Buna gerek yoktu.) Eğer en başından insanların beyinlerine bunlar işlenmeseydi, her şey çok daha farklı olabilirdi. Tarihte ne yaşandıysa yaşandı, oldu ve bitti. Günümüzde hala bu nefreti ve kini sürdürmenin kime ne faydası var? Yunanlar kötü diyorsun, Dünyada yaklaşık on üç milyon Yunan var, her birini tek tek tanıyor musun da bu yargıya ulaştın? On üç milyon kişiden özür dilemen gerekiyor şu an. Geçmişte bazı kötülükler yapılmış olabilir bunu asla inkâr etmiyorum ama onun yükünü, şu an yeni doğan masum bir bebeğe sırf Yunan olduğu için yükleyemezsin. İlkokula giden, tek isteği bisiklete binmek olan o her şeyden habersiz çocuğu Rus olduğu için suçlayamazsın. Evden işe, işten eve gidip gelen tek derdi ev geçindirmek olan bir anneyi veya babayı Kürt olduğu için, dışlayamazsın. İnsanların karakteri bana kalırsa ırkına göre indirim kodu kampanyaları oluşmaz, onlara çocukluğundan beri 'öğretilenlere' göre oluşur.  Bahsettiğim arkadaşımı uzun zamandır tanıyordum; bir kötülüğünü, zararını görmedim. Neden sadece ve yalnızca Kürt olduğu için onu dışlayayım? Hoş, kötülüğünü görsem bile dışlama lüksüm yok. İnsanların ne şartlar altında büyüdüğünü, nasıl yetiştiğini, neler yaşadığını bilemeyiz.

 Daha sonra yıllar boyu her kesimden arkadaşım da oldu, kimseye sormadım "Sen nesin, necisin, nerelisin?" diye, sormam da. Kendimle gurur duydum hep bu konuda, insanları kategorize etme yeteneğim olmadığı ve insanları mensup olduğu yerlere göre ayırmaya çalışmadığım için. Çünkü tüm bunlar benim gözümden bakınca bir anlam ifade etmiyordu. Birkişiye baktığımda sadece bana gülümseyen bir 'insan' görüyordum. Bunun bir de din ve mezhep boyutu var. Müslüman, Alevi, Sünni, Yahudi, Hristiyan, Ortodoks, Katolik... Bana göre yalnızca birer kelimeden ibaret olsalar da, insanlık ne yazık ki her birine kutsal anlamlar yüklemekle meşgul. Hepsi birbirini dışlar, hepsi sadece kendinin üstün ve 'doğru yol' olduğunu sanır. Elbet dinlerin kutsal bir yanı da vardır ancak insanlar bazı şeylere körü körüne inanmakla meşgulken, diğerlerine karşı 'hoşgörülü' olmayı unuturlar. Üstelik, insanoğlu bunlarla da kalmaz. Önce kendi ülkesini ayırıp üstün görürler, sonra ülke içinde ayırmalara başlar; doğudakiler-batıdakiler diye. Daha sonra şehirlere göre ayırmaya başlar; Sivaslılar, Ankaralılar, Urfalılar gibi. Her şehir hakkında da inanılmaz bilgileri vardır insanların. Fark ettiyseniz, biriyle tanışırken size sorulan ilk soru nereli olduğunuzdur. Memleketini öğrenir ve mutlaka o yer hakkında bir şeyler söyleme gereği duyarlar. "Oranın insanı pek soğuk olurmuş, sen öyle değilsin." diyerek ufak çaplı bir aydınlanma yaşasalar da topluca yargılama yoluna gitmekten hiçbir zaman vazgeçmezler. Bütün şehirlerden üstün görerek "toprağımızın her karışına ölürüz!" dedikleri kendi memleketlerinde bile bir bakarsınız, "A mahallesinde yaşanmaz, B mahallesi it kopuk dolu, C mahallesi de idare eder." demeye başlarlar. Düzenli olarak ayrıştırıp ötekileştirdikleri için zamanla bu da yetmez, 'kadın-erkek' diye ayırırlar. Yetmez, 'sarışın-esmer' diye ayırır. Yetmez, uzun boylu-kısa boylu, gözlüklü-gözlüksüz, takım elbiseli-eşofmanlı, kısa saçlı-uzun saçlı diye ayırırlar.

Ah bu insan... İnsan her şey olur da, bir tek 'insan' olamaz bu hayatta. Her zaman kendinden olmayanı dışlar, sonra da gelip birlik beraberlik olmaktan falan bahsederler. Hayır efendim, bütün kötülüklerin anası alkol falan değil: Irkçılık...

Yorumlar (0)