18.02.2018, 18:35

El elin eşeğini türkü çağıra çağıra ararmış

Toplumlar önemli kararlarını kendileri vermelidirler. Bu verilen karar doğru da olsa yanlış da olsa böyle olmalıdır. Bu konuda dilimizde pek çok söz vardır. Atasözlerimiz boşa söylenmiş sözler değildir. Adı üstünde atalarımızın yaşadıkları uzun deneyimler sonucu ortaya çıkmış bir çesit toplumun imbiğinden geçtikten sonra kültürümüzün bir parçası haline gelmiş ve büyük bir çoğunluğun üzerinde görüş birliğine vardığı düşünceleri ifade eder.  

Örneğin, dilimizde insanın kendi işini kendisi yapması konusunda ne güzel deyimler vardır:

“Kurda sormuşlar ensen neden kalın diye kendi işimi kendim yaparım demiş,” Yani kurt kendi yararına olacak işleri en iyi kendisinin bildiğini ve bu yüzden işlerini başkasına buyurmayıp kendisinin yaptığını ve bundan da büyük fayda sağladığını, rahat yaşadığını anlatmak istemiş.

Söz işten açılmışken buyrun bir tane daha: “kendi göbeğini kesmek.” Bu deyim de herhangi bir olayda kendi yararınıza en iyi sonucu elde etmek için kararı kendinizin vermesinin en doğru yol olacağı sonradan insanın pişmanlık duymayacağı anlatılmaktadır çünkü sonuç kötü de olsa iyi da olsa bunun sebebi sizsinizdir. Kimseyi suçlamanıza gerek kalmaz. Olmadıysa olmadı deyip arkanızı dönüp gidebilirsiniz. Sonuçta kendi göbeğinizi kendiniz kesmiş, kendi kararınızı kendiniz vermişsinizdir.

Bunun aksi durumlarda işi başkalarına buyurmak için de atalarımız güzel sözler söylemiştir. Örneğin, “başkasına bel bağlamak” ya da benim en çok sevdiğim ve sıklıkla kullandığım atasözlerimizden biri:

“El elin eşeğini türkü çağıra çağıra ararmış.”

Bu atasözümüz belki de üzerine bir kitaplık laf edilebilecek pek çok konuyu ne güzel de yedi sözcüklük bir cümleyle anlatmış. Eşeğini kaybedenin halinden el ne anlar, tabii ki ararken türkü çağıracak, gerçekten aramayacak, arar gibi yapacaktır. Sonuçta kaybolan eşek onun değil, başkasının.

“Tatlı yiyelim tatlı konuşalım” diyerek sözü şekere getirmek istiyorum şimdi de.

Eğer Türkiye’de gündemi takip ediyorsanız, geçtiğimiz hafta Türkiye’de de nişasta bazlı sıvı şeker üreten ABD merkezli Cargill firması Bakanlara Türkiye’nin şeker üretimine ilişkin bir rapor sundu ve basında bu rapordan önemle bahsedildi. 

Hazırlayan kim?

Cargill yani el (yabancı).

Nereli?

ABD’li

Ne yapar?

Nişasta bazlı mısır şurubu üretir.

Pancar işleyerek şeker üreten fabrikalar kimin?

Bizim yerli; yani Türk milletinin.

Herkesin anlayacağı şekilde söyleyelim: “Kaybolan eşek yerli arayan yabancı.” 

Bahsi geçen rapora göre Türkiye apar topar 15 şeker fabrikasını satışa çıkarıyor. Bu 15 şeker fabrikasının tamamı, çalışır durumdadır ve içlerinden bazıları bir süre çalıştırılmamış olsa bile son yıllarda büyük bir çabayla yeniden devreye alınmış çalıştırılmıştır.

ABD’li bir firma rapor hazırlıyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanlarına sunuyor, Türkiye’nin Bakanları ABD’li firmanın raporuna bakarak karar veriyor ve büyük yokluk içinde Cumhuriyet Döneminde dişle tırnakla kurulmuş 15 şeker fabrikamız daha özelleştirilecek. Kararı veren Şeker Kurulu olsa neyse, ABD’li bir firma. Nerede Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı?

Bu arada Şeker Kurulu’nun da kısa bir süre önce yine hükümetimizin kararıyla kapatıldığını bilmem anımsatmama gerek var mı? Yine herkesin anlayacağı şekilde söyleyelim: “Kaybolan eşeğin sahibi kapatıldı, arama işi yabancıya verildi.”

Size bir sır vereyim: Aslında ortada kaybolan eşek falan da yok! Gören gözler için eşek ahırda bekliyor. Sadece bakım gerekiyor. Uzun süredir bilerek ve isteyerek aç bırakıldı!  

Bir de bu durumun tersi bir senaryoyu ele alalım:

Düşünün mesela Koç firması ABD’de mısır şurubu üreten bir fabrika kursun ve ABD hükümetine gitsin ve desin ki siz Şeker Kurulunuzu kapatın, pancar şekeri ve kamış şekeri fabrikalarınızı da kapatın veya özelleştirin, stevya şekeri de üretmeyin ve hatta şeker konusunda da başka bir şey yapmayın. Bakın ben ne güzel size ucuza şeker üretiyorum. ABD hükümeti ne yapar Allah aşkına bana bir hükümet yetkilisi açıklayabilir mi? Ey Koç sen kim oluyorsun da bizim işlerimize karışıyorsun demez mi?

Sayın Bakanlar elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin. Koç’un bu teklifini ABD hükümeti kabul eder miydi hiç? Öyleyse siz neden elin raporunu kabul ediyorsunuz? Bu ülke o fabrikaları ne büyük fedakarlıklarla kurdu bilmiyor musunuz? Hatta bunların içinden Alpullu Şeker Fabrikası tarihi ve kültür varlığımız olarak da kayıtlıdır ve özelleştirilemez. (İsteyene kayıt belgelerini yollayabilirim)

El elin eşeğini türkü çağıra çağıra ararmış, ABD’li Cargill firmasının da bu raporu türkü çağıra çağıra hazırladığından hiç şüphem yoktur ki eşek (pancar şekeri) kadar değerli olmasa da, sonunda eşeğin yerine geçecek katırı (mısır şurubu) da Cargill firması temin edecek!  

Son olarak yine bir atasözümüzle bitirelim:

“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!”

Yorumlar (0)