YKS mağdurları anlatıyor: Sınav yarın deseler inanırım

YKS tarihi bir ay öne alındı, öğrenciler tarihin sürekli değişmesine isyan etti. Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Nur Kaplan üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerle hazırlık sürecini ve gelecek kaygılarını konuştu. Öğrenciler sınav tarihlerinin sürekli değişmesinden, uzaktan eğitim günlerinde nitelikli çalışma ortamı eksikliğinden kaygılı ve sağlıklarından oldukça endişeliler.

EĞİTİM 05.05.2020, 22:53
YKS mağdurları anlatıyor: Sınav yarın deseler inanırım

Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi olan Nur Kaplan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) hazırlanan öğrenciler ile bu süreçte neler yaşadıklarını konuştu. Erdoğan “normalleşme planı” adı altında daha önce 25-26 Temmuz tarihlerinde yapılacağı duyurulan YKS’nin 27-28 Haziran tarihine alındığını duyurdu. Kaplan, sınav tarihinin öne çekilmesi sonrası gelecek kaygıları daha da artan öğrencilerle konuştu.

Yaklaşık iki buçuk milyon öğrencinin girdiği üniversite sınavının tarihinin belli olmaması ve sürekli olarak tarih değişikliğine gidilmesi öğrencilerin tepkilerine neden oldu. Takvime göre YKS’nin yapılacağı tarih 20-21 Haziran idi. COVID-19 salgınının ardından Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) Yekta Saraç bu sene yapılacak olan sınavın 25-26 Temmuz tarihine ertelendiğini duyurdu. Dün yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Erdoğan üniversite sınavının 27-28 Haziran tarihlerinde gerçekleşeceğini açıklandı.

Bu kararın açıklanmasının ardından sınava hazırlanan öğrenciler twitterda #YKS2020 #SandıktaGörüşeceğiz #GelecekBizizGidecekSizsiniz başlıkları ile binlerce tweet atarak tepkilerini gösterdi. Bu tepkilerin gösterildiği sırada YÖK Başkanı Yekta Saraç, “Sadece bu seneye özel olmak üzere öğrencilerimizi sevindirecek güzel haberlerimiz var” başlığı altında verilen kararları açıkladı. Bu kararlara göre: Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) verilen süre 135 dakikadan 165 dakikaya çıkarıldı. Puan türünde uygulanan 180 barajı ise 170’e indirildi. Ancak bu adımlar öğrencilerin kaygılarını dindirmedi, tepkiler artarak devam etti.

“Biz şimdi nasıl demeyelim gelecek biziz gidecek sizsiniz diye?”
Ankara’da üniversite sınavına hazırlanan Derin, kaygılarının had safhaya ulaştığına değinerek, “İki yılda bir sınav sistemi değişiyor. Liseye başladığımız dönemdeki sınav sistemi ile son sınıftaki sistem çok farklı. Biz de artık hangisine adapte olacağımızı şaşırdık. Hem sistemle hem de sınav tarihleri ile oynuyorlar. Ama en çok da bizim geleceğimizle oynuyorlar” ifadelerini kullandı.
Derin ayrıca “Bizim geleceğimizi düşünmediklerini biliyorduk şimdi sağlımızı da düşünmediklerini anladık. Peki şimdi biz nasıl demeyelim gelecek biziz gidecek sizsiniz diye?” diye sordu.

“Sınav yarın deseler inanırım”
Mardin’de sınava hazırlanan Kıvılcım önceden dershaneye devam ettiğini ancak salgın sebebiyle köye geldiklerini aktardı. Bulunduğu yerde internet problemi yaşadığını da ifade eden Kıvılcım sınav tarihinin sürekli değişmesinin kendisini nasıl etkilediğini şu cümlelerle anlattı:

COVID-19 salgını açıklanmadan önce dershaneye gidiyordum ancak şimdi uzaktan eğitim sistemine geçilince köye geldik. Buraya apar topar geldiğimiz için bilgisayar ya da tablet getirmedik. Mezrada olduğumuz için internette sürekli kopmalar oluyor. EBA sistemine hiç giremiyorum. Dershanenin uzaktan eğitimini bazen takip edebiliyorum. Hocalarımız whatsapp grubundan bizleri takip ediyor. Önceden ağır konularımı bitirmiştim, bu konular ile fark atmayı düşünüyordum ama hepsi boşa gitti. Sınav tarihinin sürekli değişmesi beni olumsuz etkiliyor. Her an her şey bekliyoruz artık. Kendimizi her şeye hazırladık. Yeter ki şu sınav geçsin de ne olacaksa olsun diyorum. Sınav yarın deseler inanırım.

Van’da üniversite sınavına hazırlanan Ulaş ise, “Kendime çalışma programı hazırlamıştım nasılsa süre daha var diye rahattım ta ki sınavın erkene alındığını duyana kadar. Şuan da ne yapacağımı bilmiyorum. Bu kısa sürede konu eksikliğimi asla kapatamam” dedi.

“İki buçuk milyon öğrencinin güvenliği nasıl sağlanacak?”
Öğrenciler sınavda ya da sınava giderken COVID-19 olma kaygısı da taşıyor. İstanbul’da üniversite sınavına hazırlanan Cem, sınavın yapılacağı ortamdan dolayı kaygılı olduğunu belirterek, “Sınavın yapılacağı ortama güvenmiyorum. Ne kadar tedbir alınacağını bilmiyoruz. Mutlaka temas olacağını düşünüyorum. Virüs tam anlamıyla bitmiş değil, ne zaman biteceğini de bilmiyoruz. Haberlerde iyileşen birinin tekrar virüse yakalandığı söyleniyor. Kaygılıyım. Aileme virüs taşımaktan korkuyorum” diye konuştu.

“Konu çeşitliliği adaleti sağlıyordu”
Kayseri’de üniversite sınavına hazırlanan Ali, 9. 10. 11. Sınıf ve 12. Sınıf birinci dönem konularından sorumlu olunduğu ve bu durumun eşitsizliklere sebep olduğunu belirterek, “Biz okul tatil edilmeden çok önce ikinci dönem konularını bitirmiştik. Boşuna emek harcadık. Konu çeşitliliğinin olması adaleti sağlıyordu. Bir konuyu yapamayan kimse diğer bir konu ile toparlayabilirdi. Bizleri hiç düşünmediler” diyerek konunun bir başka boyutuna dikkat çekti.

“Eğitim Bilişim Ağı yetersiz kaldı”
İzmir’de sınava hazırlanan Utku, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sistemine birkaç kez girip baktığını ancak yeterli olmadığına değinerek şunları kaydetti:

EBA sistemine birkaç kez girdim. Dersler çok seri anlatılıyor ve zaman kısıtlı. Kursa gidiyorum burada whatsapp soru çözüm grubu kurduk. Çözemediğimiz soruları buraya atarak birbirimize yardım ediyoruz. Bazı sınav konularının kaldırılmasına üzüldüm çünkü ben öncesinde bu konuları bitirmiştim. Ancak şimdi bu stres ile o konular olsaydı çözebilir miydim onu bile bilmiyorum.

Diyarbakır’da sınava hazırlanan Dilan ise, “Evde çalışmaya alışkın değilim. Evde fazlasıyla gürültü var. Ancak ders çalışma saatlerimi gürültünün az olduğu saatlere denk getiriyorum ve bu şekilde derslere dikkatimi veriyorum. Arkadaşlarımızla çalışma grupları oluşturduk. Çalışırken birbirimize anlatıyoruz, görüntülü sohbette sözlü yapıyoruz. Sınav tarihinde sürekli bir değişikliğe gidilmesi beni çok etkiledi. Şu an çok stresliyim umarım bu stresimi yenerim” sözleriyle öğrencilerin kendi imkanlarıyla oluşturmaya çabaladığı çalışma ortamlarının niteliksizliğine de dikkat çekti.(Sendikaorg/Nur Kaplan)

Yorumlar (0)