“Türkiye matematik alanında 37 OECD ülkesi arasında 32’inci sırada”
Cumhuriyet Halk Partisi Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 uygulaması hakkında bir rapor hazırladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 raporu hakkında “Araştırma sonuçları, eğitim alanında yapısal bir dönüşüm ihtiyacının kanıtı niteliğindedir” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Özçağdaş, 2003 yılından bu yana eğitim alanında hatırı sayılır bir ilerleme kaydedilmediğini belirterek “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 uygulaması, 37’si Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi olmak üzere toplam 81 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Uygulama sonuçları, 2003 yılında araştırmaya ilk defa katıldığımız yıldan bugüne, eğitim alanında hatırı sayılır bir ilerleme gerçekleşmediğini göstermektedir.
Rapora göre; Türkiye okuma becerileri alanında 456 puanla 37 OECD ülkesi arasında 30’uncu sırada; matematik alanında 453 puanla 37 OECD ülkesi arasında 32’nci sırada; fen alanında ise 476 puanla 37 OECD ülkesi arasında ise 29’uncu sırada yer almıştır.
2003 yılında yapılan PISA araştırmasına göre Türkiye tüm ülkeler arasında okuma becerileri alanında 35’inci iken bugün 36’ncı, matematik alanında 33’üncü iken bugün 39’uncu, fen alanında ise 33’üncü iken bugün 34’üncü sıraya gerilemiştir” ifadelerini kullandı.
“Öğrencilerimiz, diğer üye ülkelerdeki öğrencilere kıyasla kendilerini daha güvensiz, yalnız ve dışlanmış hissetmektedirler”
Eğitim alanında yapısal bir dönüşümün gerekliliğinin altını çizen Özçağdaş, “Uygulama raporuna göre, öğrencilerimizin yüzde 33’ü sosyo-ekonomik ölçeğin en alt beşte birlik diliminde kalarak sınava giren öğrenciler arasında en dezavantajlı grupta yer almışlardır. Bununla beraber, ülkemizde haftada en az bir defa yiyecek alacak para bulamadığı için yemek yiyemediğini belirten öğrencilerin sayısı yüzde 19,3 ile OECD ortalaması olan yüzde 8,2’nin oldukça üzerinde ölçülmüştür. Bütün bunların doğal sonucu olarak, öğrencilerimiz, diğer üye ülkelerdeki öğrencilere kıyasla kendilerini daha güvensiz, yalnız ve dışlanmış hissetmektedirler.
Araştırma sonuçları, eğitim alanında yapısal bir dönüşüm ihtiyacının kanıtı niteliğindedir. Eğitimde istikrar ve gelişim, öncelikli olarak, bilimsel ve şeffaf veri ışığında doğru politikaların belirlenmesi, sonrasında bunların kararlılıkla uygulanmasına bağlıdır. Aksi takdirde, eğitim alanında başarı sağlamak ve ülkemizin geleceği için sağlıklı bir değişim gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır” diye konuştu.