"NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ'NDE KAMUOYUNA YANSIYAN İDDİALAR MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI"

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Nişantaşı Üniversitesi’nde kamuoyuna yansıyan süreçleri Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sordu.

“Yaşanan süreçler ve özellikle araştırma görevlilerin maruz kaldığı haksızlıkların kamuoyuna yansımasının ardından YÖK’ün bir müdahalesi oldu mu?” diyen Sibel Özdemir, “Yükseköğretim Kanununun ilgili ‘Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez’ yasa maddesinin uygulanması ve mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla üniversite yönetimi ile YÖK’ün bir görüşmesi olmuş mudur?” diye sordu.

BAZI VAKIF ÜNİVERSİTELERİ YASAYI YOK SAYIYOR

2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun Ek 8’inci maddesinin çok açık ve net olduğunu dile getiren Özdemir, “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına ödenen ücretlerin Devlet üniversitelerinde çalışan emsallerinden düşük olamayacağı amaçlansa da bazı vakıf üniversiteleri bu yasaya uymadıkları kamuoyuna yansımaktadır. Öğretim elemanları arasında özellikle araştırma görevlilerine ödenen ücretlerin devlet üniversitelerinde çalışan emsallerinden çok düşük olduğu” ifade edilmektedir.

HAKKINI ARAYAN AKADEMİSYENLERİN İŞLERİNE SON MU VERİLİYOR

“Ücretlerin düşük olmasının yanında ağır çalışma koşulları ve mobbing de akademisyenlerin öne çıkan şikayetleri arasında yer almakta” diyen Özdemir, “Yasa maddesinin uygulanması için Anayasal haklarını kullanarak haklarını arayan akademisyenler bazı vakıf üniversite yönetimleri tarafından çeşitli şekillerde tehdit edilmekte veya haksız yere işlerine son verilmektedir” dedi.

Özdemir, “Örneğin Nişantaşı Üniversitesi’nde öğretim elemanlarının çok uzun zamandır ağır çalışma ortamında çalıştıkları, üniversite yönetimi tarafından yasaların hiçe sayıldığı ve yönetici amirlerinden sürekli olarak mobbinge maruz kaldıklarını paylaşmakta. Yasanın uygulanması ve ‘eşit işe eşit ücret’ talebiyle üniversite yönetimine dilekçe veren öğretim elemanlarının da aralarında bulunduğu yaklaşık 30 araştırma görevlisinin işten çıkarıldığı ve bu sayının artacağının tahmin edildiği de ifade edilmektedir. Üniversitenin İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı tarafından çağrılan araştırma görevlilerinin “performans düşüklüğü” gerekçesiyle işlerine son verildiği iddia edilmektedir” dedi.

İstanbul Milletvekili Özdemir, Milli Eğitim Bakanı Özer’den şu sorulara yanıt talep etti:

• 17 Nisan 2020 tarihinden bu yana aylara göre Nişantaşı Üniversitesi’nde işe başlayan ve iş akdi sonlandırılan akademik personelin unvanlarına göre sayısal dağılımı nedir?
• Nişantaşı Üniversitesi’nin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun Ek Madde 8 ile yasal güvence altına alınan “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez” düzenlemesinin gereğini yapmadığı gerekçesiyle Bakanlığınıza veya YÖK’e yapılan bir şikâyet var mıdır? Söz konusu yasa maddesini uygulamadığı gerekçesiyle üniversiteyle ilgili bugüne kadar YÖK Denetleme Kurulu tarafından herhangi bir inceleme, araştırma veya soruşturma yapılmış mıdır? Bu süreçler sonucunda hangi somut adımların atılması sağlanmıştır?
• Nişantaşı Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı’na çağrılan araştırma görevlilerine arabulucu eşliğinde para teklif edildiği ve yasal tazminatın çok altında kalan bu rakamı kabul etmeyenlere de “Kod 22’den çıkarıldınız ama ya bu parayı kabul edersin ya da tazminat vermeyiz” denildiği iddiaları doğru mudur? Bu iddialara ilişkin Bakanlığınızın veya YÖK’ün bir inceleme, araştırma veya soruşturması olacak mıdır?
• 29 Mart 2022 tarihinde basına yansıyan görüntülerde Nişantaşı Üniversitesi’nde araştırma görevlilerinin işten çıkarılması sonrasında Rektör Yardımcısının kendisini alkışlarla protesto eden öğretim elemanlarının üzerine yürümesi ve hakarete varan sözler sarf etmesi nedeniyle hakkında herhangi bir inceleme veya soruşturma açılması gündeminizde midir?
• Nişantaşı Üniversitesi’nde yaşanan süreçler ve özellikle araştırma görevlilerin maruz kaldığı haksızlıkların kamuoyuna yansımasının ardından YÖK’ün bir müdahalesi olmuş mudur? İlgili yasanın uygulanması ve mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla YÖK’ün üniversite yönetimi ile bir görüşmesi olmuş mudur?