21.02.2019, 18:32

DEPREM!...

Önceklikle dün akşam yaşadığımız deprem  nedeniyle hepimize geçmiş olsun diyorum. Diliyorum tekrarı olmaz diyeceğim de, deprem Profesörleri bu konuda pek iç açıcı konuşmuyor.

 

Bu sebeple haber bültenlerinde sürekli deprem konuşulur hale geldi. Konu deprem olunca, elbette deprem çantasından da bahsediliyor.

 

Bende bu sabah sevgilime dedim ki, bize hatırlatacaklarına, kendi deprem çantalarını görsek fena mı olur.

Getirsinler canlı yayına, koysunlar masanın üzerine, bakalım onların çantasında neler var.

 

Biz komik milletiz vesselam, deprem çantası niyetine doldururuz koca bir bavul, atarız içine elimize ne geçerse, deprem anında ağırlıktan taşıyacak halimiz kalmaz. Ben şimdi hayal ediyorum da, minik tüp, mangal, fön makinesi, kablosuz hoparlör tıka basa konmuş bavula, ama gelin görün ki bir tane yara bandı yok.

 

Onun için acilen, bu konuya el atılması gerekiyor. Esasında çantaya gelene kadar, daha mühim bir mevzumuz var, deprem konteynırları... Çoğunun yerinde yeller esiyor, olanların ise kullanılabilir durumda olmaları şüpheli, içerideki ekipmanlar ne durumda o bile belli değil.   Memleketin en ücra köşesindeki vatandaşa kadar herkesin, depremle ilgili bilinçlendirilmesi gerekiyor.

 

Gerçekten dedikleri gibi bir deprem bekliyorsa bizleri, canımız Allah’a emanet. Ne tarafı tutsak sapır sapır dökülüyor.

 

Maalesef deprem randevu vererek gelmez!.

 

 

 

 

 

 

•••••••••••••••

 

 

 

NEREDE ESKİ GAZETELER...

 

 

 

Artık çoğunuz biliyor rahmetli babamın gazeteci olduğunu... O’nu her daim özlüyorum fakat bir özlemim daha var babacığımın zamanında ki gazeteleri özlüyorum.

 

Br zamanlar günde sekiz dokuz gazete okurdum. Sevgilim dalga geçerdi sana gazete bayi mi açsak diye... Elbette halkla ilişkiler ve organizasyon ile profesyonel olarak ilgilendiğim için onun da etkisi oldukça fazlaydı.

 

Çocukluğumdan kalma alışkanlıkla illaki o gazete kokusu burnuma değmeli derdim. Yahu bırakın her şeyi bir kenara bir gazete keyfimiz vardı. Sabahları sofranın ucunda mutlaka gözümüzün ucuyla bakardık iki yudum çay içerken...

 

Gelin görün ki artık o keyfimize veda etmek durumunda kaldık. Düşünün ben bile ara sıra gazete okur hale geldim. Gazeteler eskisi gibi değil ki tüy gibi, püf desem uçacak vaziyette. Üstelik okunacak ne kaldı ki...

 

Evde gazete kavgası yaptığımız o günleri inanın çok özlüyor insan...

 

 

 

 

•••••••••••••••••••••••••

 

 

 

Sevgili evren hafta sonumuz; sağlık, bolluk, bereket, mutluluk, keyif, huzur, şans dolu geçsin, negatif olabilecek her ne varsa tümü eşiğin dışında kalsın pls.

 

 

Pazartesi gününe kadar hoş kalın, hoşça kalın.

 

elvankaracay@gmail.com

Yorumlar (0)