09.09.2018, 06:39

BAYRAK

Ay-yıldızlı ekibimiz UEFA tarafından ilk kez düzenlenen Uluslar Ligi'nde 2018 yılının ilk resmi maçını 7 Eylül Cuma akşamı saat 21.45’te Rusya karşılaşması ile oynadı. UEFA tarafından ilk kez düzenlenen UEFA Uluslar B Ligi 2. Grup ilk maçına çıkan Millî'lerimiz Rusya ile karşı karşıya geldi. Karşılaşmayı 2-1 kaybeden Türkiye, turnuvaya kötü bir başlangıç yapmış oldu.

Saha düz top yuvarlak, iyi olan kazansın, dostluk kazansın gibi beylik laflar da öncesinde kulaklara geldi hep belki de. Ama hep istedik ki ülkemiz kazansın, ay yıldızlı bayrağımız göklerde dalgalansın. Boynu bükük olmasın dedik. Hep dalgalansın semalarda dedik.

Uğruna nice canların verildiği, kanların akıtıldığı, dünyanın en güzel ve en manalı bayrağının boynu bükük olmasın ve dünya durdukça dalgalansın, ülkemizde ve her yerde.

Çünkü o özgürlüktü, bağımsızlıktı, vatandı, milletti, sevdaydı, aşktı. Yeri de gönder ve gönüllerdi. Bu güne kadar da hep öyle olması öyle kalması için çabaladık millet olarak.

*

Spor müsabakaları savaş için değil dostluklar kurulması, insanların birbirleriyle tanışıp kaynaşması, sulhun temini, sağlık vs birçok sebep ile yapılmaktadır, yapılmalıdır.

Maç başlamadan önce üç sonuç da takımlar için ortadadır. Bunlardan yenme, yenilme ve beraberlik, herkes kazanmak istese de, sulhun temini adına her sonuca tepki insanca ve ölçülü olmalı, insanları insanlıktan çıkarmamalıdır her üç sonuç da.

Ancak 7 Eylül Cuma akşamı oynanan oyunda öyle olmadığını bir daha gördük. Tamam; skor olarak yenilmiş kaybetmiş olabilir milli takımımız ama insanlık olarak kazanabilirdik.

Milli duyguları ufak bir kıvılcımla parlayan bir milletiz. ‘Vatan millet Sakarya edebiyatı’ tabir edilen hali de güzel yapan insanımız az değildir. Ancak buradaki samimiyet iş başa düşünce ortaya çıkıyor ya da isteyerek ya da istemeyerek bir uygulama alanı çıktığında karşımıza o zaman işler değişiveriyor. Biz o zaman kendimiz olmuyor olamıyoruz.

Bu bahsedeceğim durumla alakalı birçok görüntü, belki de aklınızda bir sinema şeridi gibi geçecek az sonra. Birçok sosyal tepki toplantılarında, muhtelif toplantılarda, siyasi mitinglerde çok kez insanlar alanı terk ettiği zaman yerlerde atılı olan bayraklarımızı gördük.  

O zamanlarda da ‘bu bayrağa, vatana, millete, manevi duygulara saygısızlık’ deyip tepkimizi gösterdik ancak nafile…

İşte yine benzer bir durum.

Milli manevi duygular GÜM!  

Milli duygularla maça gidiyorsunuz, bu duyguları bayrak alarak da ispatlıyorsunuz. Maç boyunca milli hassasiyetlerle dalgalandırıyorsunuz.

Maç mağlubiyetle bitince o milli duygular nereye gidiyorsa farklı bir kişilik ortaya çıkıyor.

Elindeki, uğruna can kan verildiği bayraklarımız yerlere atılıyor, sanki arkadan düşman geliyor gibi bayrakları atıp kaçıyor.

Nerede bayrağa saygı, nerede milli manevi duygulardaki hassasiyet, nerede vatan sevgisi, nerede bayrak sevgisi?

Bu mu ülke sevgisi bu mu BAYRAK sevgisi!!!

‘Vatan millet Sakarya edebiyatı’ işte bu. Bayrak de, vatan de, millet sevgisi de, dini vecibe de konuş konuş, arkasından da konuştuklarının tam tersine hareket et. Samimiyet testi de bu olmuş oluyor ki kuru laf kalabalığı edebiyatı (Edebiyat’a saygısızlık anlamında değil) yapanlar sınıfta kalıyor.

Sporda yenilmiş takımımız, savaşta değil… Bayraklarımıza hakaret eden de düşman değil kendi insanımız.

Bu mu ülke sevgisi bu mu BAYRAK sevgisi!!!

Bu şekilde bayrağımıza hakaret edenlerde, ne vatan sevgisi, ne millet sevgisi, ne spor sevgisi ve ne de… Hiçbiri yoktur, olmaz olamaz.

Düşmanların Ege Denizine dökülüşü ve İzmir’imizin düşman işgalinden kurtuluşu günlerinin yıldönümü arifesinde bunlar mı yapılmalıydı bağımsızlık işareti bayrağımıza?

Bu mu ülke sevgisi bu mu BAYRAK sevgisi!!!

Acı olan ve insana koyan da bu ikiyüzlü nifak kokan tavır ve davranışlar!

Yazıklar olsun! 09/09/2018

*

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü kutlu olsun.

Yorumlar (0)