Gazete Kritik

CHP'Lİ SEZGİN TANRIKULU:KUŞKULU BEBEK ÖLÜMÜNÜ SAĞLIK BAKANLIĞINA SORDU!

Vekil Haberleri

6 Kasım 2016 tarihinde İstanbul Esenyurt’ta özel bir hastanede doğan Brusk Nef BAŞKIRAN isimli bebeğin tek sıkıntısının akciğer gelişiminin tamamlanmaması olup, sulfaktan eksikliğine bağlı olarak akciğerlerde gaz değişimi gerçekleşmediğinden, oksijen tam anlamı ile kana geçememekte ve gerekli karbonmonoksit dışarı atılamadığından; yapılması gereken sulfaktan isimli ilacın ilk 2 saatte verilmesi gerekirken, 9 saat sonra verildiği ve bu nedenle hayati riski 45 olan karbonmonoksit değerinin 105 olduğu ve bebeğin yeni doğan yoğun bakımında diri diri boğulduğu iddiaları doğru mudur?

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

 

Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.

 

 

Dr.M. Sezgin TANRIKULU

İstanbul Milletvekili

6 Kasım 2016 tarihinde İstanbul Esenyurt’ta özel bir hastanede doğum yapan 19 yıllık hemşire Arzu BAŞARAN BAŞKIRAN’ın 2250 gr 48 cm olarak doğan bebeğinin, tek sıkıntısının akciğer gelişiminin tamamlanmaması olup, sulfaktan eksikliğine bağlı olarak akciğerlerde gaz değişimi gerçekleşmediğinden, oksijen tam anlamı ile kana geçememekte ve gerekli karbonmonoksit dışarı atılamadığından; yapılması gereken sulfaktan isimli ilacın ilk 2 saatte verilmesi gerekirken, 9 saat sonra verildiği ve bu nedenle hayati riski 45 olan karbonmonoksit değerinin 105 olduğu ve bebeğin yeni doğan yoğun bakımında diri diri boğulduğu haberleri basına yansımıştır. 

Yapılan otopside beyinde kanama ve ileri derece beyin hasarı, böbreğinin çürüdüğü, bağırsaklarının ileri derece hasar gördüğü, hastane enfeksiyonu kaptığı net belirtilmesine rağmen, Adli Tıp tarafından bilinçli olarak gerçeğe aykırı rapor tanzim edilerek hastanede kusur yoktur raporu verildiği, ayrıca yapılması gereken otopsinin T.C. Adalet Bakanlığının 156 nolu genelgesinde açıkça belirtilen Minnesota Protokolüne uygun yapılmadığı da basına yansıyan haberler arasındadır. 

Bu bağlamda; 

1.6 Kasım 2016 tarihinde İstanbul Esenyurt’ta özel bir hastanede doğan Brusk Nef BAŞKIRAN isimli bebeğin tek sıkıntısının akciğer gelişiminin tamamlanmaması olup, sulfaktan eksikliğine bağlı olarak akciğerlerde gaz değişimi gerçekleşmediğinden, oksijen tam anlamı ile kana geçememekte ve gerekli karbonmonoksit dışarı atılamadığından; yapılması gereken sulfaktan isimli ilacın ilk 2 saatte verilmesi gerekirken, 9 saat sonra verildiği ve bu nedenle hayati riski 45 olan karbonmonoksit değerinin 105 olduğu ve bebeğin yeni doğan yoğun bakımında diri diri boğulduğu iddiaları doğru mudur? 

2.Arzu BAŞARAN BAŞKIRAN’ı hastanenin resmi kayıtlarında görünmeyen bir doktorun muayene ettiği ancak, hastane kayıtlarında adı geçen bir başka doktorun kaşesinin kullanıldığı iddiaları doğru mudur? 

3.Akşam 21:00-21:30 civarı yeni doğan yoğun bakımında bulunan bebeğinin kuvözde önce kolunun mosmor olduğunu fark eden anneye; hemşirenin ‘onun zaten her yeri mor’ dediği iddiaları doğru mudur? İddialar doğru ise, anne ile görüşen hemşire kimdir? 

4.Bebeğin yaşadığı anormal durum hakkında tutulan rapor bulunmakta mıdır? Bu süreçte yapılan müdahale var mıdır? Varsa, bu müdahaleler nelerdir ve kimler tarafından yapılmıştır? 

5.Türk Neonatoloji (yenidoğan yoğun bakım) Derneği RDS (yenidoğan solunum sıkıntısı) kılavuzunda; “bebeklerde kurtarıcı surfaktan uygulaması mümkün olan en kısa zamanda (doğum sonrası en geç 1-2 saat içinde) yapılmalıdır” derken, Sağlık Müdürlüğü’nün yaptığı soruşturma raporunda; ‘bu hasta da GEÇ DÖNEMDE uygun dozda uygulandığı tespit edilmiştir' ifadeleri ile, ayrıca, doktorun ifadesinde “yenidoğan yoğun bakıma yatışının 7’nci saatinde yani doğumdan 9 saat sonra yaptığı” beyanı göz önüne alındığında; 2 saatte yapılması gereken ilacın 9 saat sonra yapılmasının bebeğe verdiği zararlar nelerdir?

6.Bebeğin yenidoğan yoğun bakıma saat 15:30 civarı yatırıldığında kan gazındaki karbondioksit değerinin pCO2: 34 olduğu; akşam 22:45’te ise karbondioksit   değerinin pCO2: 52’ e yükseldiği ve hayati tehlike sınırını geçmesine rağmen müdahale edilmediği iddiaları doğru mudur? Söz konusu iddialar doğru ise yaşanan bu ihmalin sorumluları kimlerdir ve sorumlular hakkında ne tür yasal işlemler yapılmıştır?

7.Adli Tıp Kurumu’nun; ‘Bebeğin 33 haftalık prematüre doğduğu, Çocuk Hastalıkları uzmanı tarafından muayenesinin yapıldığı, tetkiklerinin istendiği, tedavisinin düzenlendiği, yoğun bakım ünitesine yatırıldığı, konsültasyonlarının yapıldığı, USG ve grafiklerinin çekildiği, beslenme ve antibiyoterapisinin başlanıldığı, genetik tetkiklerinin yapıldığı, EKO yapıldığı, tedavisinin verildiği, ileri tetkik ve tedavi amaçlı sevk yeri ayarlanarak uygun sevk koşulları sağlandığı, yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu cihetle Özel Esenyurt E. Hastanesinde bebeğin doğum, takip ve tedavisine katılan hekimlere atfı kabil kusur bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” ifadeleri ile belirttiği, ancak, hayati tehlike olan 45 değerinin yaklaşık 2 buçuk katı olan karbondioksit değeri göz önüne alındığında; bebeğin doğum, takip ve tedavisine katılan hekimlere atfi kabil kusur bulunmamasının izahı nedir?

8.Ailenin ilk gece başka bir doktorun baktığına dair verdiği ifadeye ve şikayet dilekçesinde istenen, yaşanan skandalın ispatı olacak kamera kaydının istemesine rağmen kamera görüntülerinin Savcılık tarafından alınmamasının gerekçesi nedir? 

9.9 Kasım 2016 – 14 Kasım 2016 tarihleri arasında 60. Milli Pediatri kongresinde bulunduğu iddia edilen doktorun, aynı zamanda yeni doğan yoğun bakım hasta tabelasında yazısı, imzası, kaşesinin bulunmasının izahı nedir? 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.