Yüzyıllardır vahşi kapitalist sistem, emeğin sömürüsünü devamlı kılmak, çalışanı köleleştirmek, ucuz ve örgütsüz emekçi sınıfı yaratmak için çalışanın, üretenin birliğini, dayanışmasını çeşitli nedenlerle engel olmaya devam etmektedir.
17 yıllık AKP iktidarlarında, iş cinayetlerinde, güvencesiz çalıştırmada, uzun çalışma saatlerinde birinci, başta sendikal haklar olmak üzere tüm demokratik hak ve özgürlüklerde ise sonuncu sıralarda yer alan bir ülke haline geldik.
Ülkemizin ihtiyacı olan şey, emeğin iktidardan ve sermayeden bağımsız mücadelesidir. Bunun da en temel yolu demokrasinin olmazsa olmazı örgütlenme hakkının sonuna kadar sağlanması ve kullanılmasıdır.
Bizler; geçmişte olduğu gibi bundan sonra da işçinin, emekçinin, köylünün haklı mücadelesinin yanında ve destekçisi olmaya devam edeceğiz.
Bu duygularla,
Alın teri ile yaşam mücadelesi veren işçinin, emekçinin, köylünün emeğinin karşılığını aldığı, örgütlenme hakkını sonuna kadar kullandığı, gelirin hakça paylaşıldığı, barış ve kardeşlik içerisinde yaşanan bir Türkiye özlemiyle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum. Saygılarımla.