28.09.2018, 05:54

AKILLI SINIF DAVRANIŞ YÖNETİM SİSTEMİ

Mecliste birçok milletvekili ve bakanın uyurken görüntüleri mevcut internette. En son birkaç hafta önce bir bakanın uyuma görüntüsü vardı sosyal medyada.

İnsandır elbette uyuyacaktır.

*

Dün az sayıda önemli cadde başlarında ve kavşaklardayken şimdilerde her yerde. Yaşamın her aşamasında kamera.

Belki şimdilik fiziki olarak meşhurları, siyasileri, sanatçıları takip etse de kameralar yarın yapay zeka ile evimizin en mutena köşesinde en mahrem halimizi bile takip facebook hesap al edecek. Teknolojideki ilerlemeler onu göstermekte.

Bu şekilde bir yaşamı kim ister?

Ben istemem.

*

Gazeteci Hakan Kara bir araştırmadan bahsetmiş Cumhuriyette geçenlerde (Cumhuriyetten ayrılmadan önce).  ‘Araştırmayı Toronto Üniversitesi’nden Dr. Nicholas Rulem yapmış. Çin’de bir lisede, yüz tanıma teknolojisine sahip yapay zekâ destekli kameralar kullanmaya başlamışlar. Henüz deneysel bir çalışma. Sisteme “Akıllı sınıf davranış yönetim sistemi” adı verilmiş. Sisteme verilen isim bile insanı ürkütüyor.

Sistem sadece öğrencileri tanımıyor. Aynı zamanda onların yüz ifadelerini ve hareketlerini takip edip, dersle ne kadar ilgilendiklerini analiz ediyormuş. Öğrenci dersi dinliyor mu yoksa uyukluyor mu? Bu sistemle öğrencilere gerçek zamanlı dikkatlilik skoru veriliyormuş.

Mutluluk, korku, öfke, şaşkınlık gibi duyguları da anlayabiliyormuş sistem.

Peki, bu yapay zekâ destekli “akıllı kameralar” insanların etnik kökenlerini, cinsel yönelimlerini de belirleyecek mi? Bu “gözetim sistemlerini” kuranlar, bu sistemleri nasıl kullanacaklar? Teknolojik gelişmeleri izledikçe insan ister istemez kendi kendine soruyor.’

*

Ancak biz istesek de istemezsek de öyle kameralar vardır ki gece gündüz her halimizi ve her davranışımızı kayıt altına alıyorlar. Öyle ki sanatçıları veya meşhurları takip eden ‘olay fotocu’ yani paparazzi kameralar o sanatçı ve meşhurlarca atlatılsalar bile bu kayıtçıları hiç kimse hiçbir şekilde atlatamaz. Onlara dinimizde, İslam inancında Kirâmen kâtibin melekleri denir.

‘Cenab-ı Allah'ın İnsanların her birinin iyi ve kötü bütün işlerini yazmakla görevlendirmiş olduğu iki melek. Bu iki melek Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde anlatılır:

"Muhakkak sizin üzerinizde gözetici (hafız) çok şerefli yazıcılar vardır ki bunlar yaptığınız amel ve işlerin hepsini bilirler." (el-İnfitâr, 82/10-12);

"Hatırla ki insanın hem sağında hem solunda oturan ve onun amellerini tespit etmekte olan iki de (melek) vardır. O bir söz atmaya dursun, mutlaka onun yanında hazır olan gözcü (melek) vardır." (Kâf, 50/17-18).

Allah Teâla, amellerini yazmakla vazifelendirilmiş oldukları kullara şahitlik edecekleri için, yazdıkları defterlerin önemine dikkat çekerek, bu şerefli meleklerin dört özelliğini belirtmektedir:

Kirâmen kâtibin melekleri müvekkel oldukları kulun iyi ve kötü bütün amellerini hıfz ederler, unutmazlar. Çünkü unutmakla bir işe dair hüküm sabit olmaz.

Bu melekler kerîmdirler. Yani şerefli, doğru ve âdildirler. Çünkü hâin, şerefsiz ve yalancının şehadetiyle hüküm sabit olmaz.

Kâtiptirler. Kulların bütün işlerini yazarlar. Zira insanın ömrünün başlangıcından sonuna kadar bütün işlerini ezberleyip bilmek mümkün olsa bile, bunları yazmakta daha fazla bir sağlamlık vardır. Yazı ile bir şeye dair şüphe ortadan kalkar ve ilim sağlamlaşır.

Kulların işlerini bilerek yazarlar. Bir işi resim ve yazı ile zaptetmek ilim değildir. İlimde şuurlu olarak idrak etmek şarttır. Şahitlik, şuurlu olarak bilmekle câiz olur. Kirâmen Kâtibîn kıyamet gününde şahitlik ederlerken, kulların yaptıklarını ve bunlara dair ne yazdıklarını gayet iyi bilirler.( sorularlaislamiyet.com)’

*

Büyük Birader’in gözleri gibi her yerden fotoğraflar alınıyor. Teknoloji çılgınca ilerliyor. İlerliyor deyince aklıma 1947-48 yıllarında yazılmış ve 1949 da yayımlanan George Orwell’ın 1984 romanı geldi. Hangi zamanı, bugünleri mi ya da daha gelmeyen günleri mi anlatmış ki diye…

Her yer kamera.

İnsanlar ceplerinde, ellerinde taşıyor.

Okursanız kararı kendiniz verirsiniz.

Büyük birader menfaatini, kendi sisteminin devamını düşünüp o yönde çabalıyor.

Kirâmen Kâtibîn’i görevlendiren kudret, kim nasıl yaşamış, kim kime ne yapmış nasıl davranmış, kim kime ne kötülük yapmış, kim kime nasıl zulmetmiş hepsini kayıt altına alır. Kendisi her şeyi bilir, ama ileride olabilecek itirazlara da belgedir bu kayıtlar.

Haa, bir de onların torpil yapma es geçme, görmezden gelme diye bir özelliği, şu kişiyi kayıt altına alırsam işimden aşımdan olurum korku ve kaygısı, çorum çocuğum mülakatlarda, bizim partiden olmayanların elendiği gibi, elenir endişesi, maaşım kesilir, ihraç edilirim kaygısı, şu mazlumu, zalim gösterirsem pirimim yüksek olur, doğruları aktarırsam perişan ederler, kaygısı yoktur. Onlar için kral ya da köle, ağa ya da maraba, zenci ya da beyaz farkı yoktur. Herkes aynı…

Burada yapılan burada kalmayacak, kimsenin ettiği de kimsenin yanına kâr kalmayacaktır.

*

Beşeri özellik olarak uyumak…  Mecliste, tiyatroda sinemada ya da evinde yatağında. Uyusun herkes kime ne ki… Uyumayan uyuklamayan bir kudretin var olduğunu unutmadan! 27.09.2018

*

Kameralarda en uç nokta Kirâmen Kâtibin ise -ki öyledir- insanlık oraya ulaşamayacaktır. Zira o Allah’ın bir mucizesidir, mucizeler en uçtur. Varılacak nokta oraya kadar olur. O olmaz…

***

Bilge Sözü: Fikren uyanık kaImak istiyorsan, bedenen uykuya dalmamak gerekir. Nathan Shepard

 

 

 

 

Yorumlar (0)